29 Nisan 2014 Salı

Tahinli Çıtır Kurabiye deneyelim..

Bunu bir komşumda tatmıştım ve inanılmaz hoşuma gitmişti, tahinli her şeyi çok seviyorum çünkü. Hemen bende denemeliyim dedim. Benim gibi tahinsever görümcem çok beğendi, ağızda dağılıyor çıtır çıtır garanti verebiliyorum. Denemek isteyenler hadi buyursunlar tarife ;)

Malzemeler : 

* 16 adet baklava yufkası (siz istediğiniz miktarda arttırabilirsiniz) ben BİM'den pakette baklava yufkası aldım. İstediğim kadarıyla bu tarifi yaptım, kalanıyla börek sardım.
* 3 çay bardağı tahin
* Yarım çay bardağı sıvı yağ
* Pudra şekeri
*Ceviz

Sıvıyağve tahini bir kapta karıştırın. Baklavalık yufkalardan 1 tanesini düz bir zemine serin, üzerine fırça ile tahinli yağ karışımından sürün, pudra şekeri serpin.Üst üste aynı işlemi 2. ve 3. yufkalara da uygulayın. 4. yufkaya da aynı işlemi uygulayın, tek değişiklik bu kata ince bir tabaka ceviz serpiyoruz. Çok çok sıkı olmayacak şekilde rulo yapalım. 2-3 parmak eninde keselim ve yağlı kağıt serili tepsimize dizelim. 180 derece fırında üzeri pembeleşinceye kadar pişirelim. Aman dikkat gerçekten çok hızlı pişiyor, yakmayalım. Mmmmm, yanında da bir demlik çay olsun,  afiyet bal şeker olsun :)






Etkisinde kaldığım bir fantastik roman daha..

Sonunda tamamlayabildim Açlık Oyunları serisinin ilk kitabını. Mazeret değil ama uzadı durdu elimde kitap, sevmediğimden değil, tamamen vakit ayıracak çok fazla şeyim olduğundan. Ahh Ahhh eskiden öylemiydi, aynı gün içinde, en fazla 2 günde bitirdiğim ne çok kitap olurdu. Uzun zamandır okuduğum en etkileyici, son 150 sayfasını birkaç saat içinde okuduğum, harika bir kurguya sahip, çok sürükleyici ve sağlam bir altyapıyla hazırlanmış bir kitap. Klasik roman çizgisinden dışarıya taşıp, var olan dünya sisteminden oldukça farklı ve etkileyici bir yapıyla önümüze serilmiş. Mevcut dünya düzeni devam ettiği müddetçe, okunabilecek bir seri. Sadece okuyucuyu öyküye bağlayarak ticareti hedeflemiş fantastik yapıda bir kurgu değil,  düşünülerek okunduğunda günümüz büyük devletlerinin diğer ülkeleri nasıl sömürdüğüne dair göndermelerde bulunduğunu yakalayabileceğiniz bir roman. Okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Son sayfayı kapatmamın üzerinden 5 dk.geçmedi ki, 2. kitabın ilk sayfasına başladım. 




24 Nisan 2014 Perşembe

Çok kolay Ekler Pasta Tarifi

Gözümde büyüttüğüm kadar yokmuş, kedi diliyle ilk defa bir şeyler yaptım itiraf ediyorum, korkuyormuşum ben ya kedi dilinden onu anladım :) Çokta basitmiş ki.. Öyle de güzel oldu kiiii, çokta hafif. Artık elimin altında olacak her an ve sıkıştığım bir anda hemen yapabileceğim bir tatlı oldu. Sevenler ve denemek isteyenler için hadi buyrun tarife ;)

Malzemeler:

1 paket kedidili bisküvi
2 su bardağı süt
Kedi dilini ıslamak içinde ayrıca 1 su bardağı süt
4 çorba kaşığı un
1 su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı tereyağı
1 paket çikolata sosu


* Un, süt ve şekeri muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriyoruz. Ocağı kapatınca vanilyayı ve tereyağını ekleyip blenderdan pürüzsüz olana kadar çırpıyoruz.
* Çikolata sosunu ayrı bir kapta tarifine göre pişiriyoruz.
* Ayrı bir çukur borcamı hazır ediyoruz. Islatmak için ayırdığımız 1 su bardağı sütü bir derin tabağa aktarıp, kedi dillerini hemen süte batırıp hızlıca borcama alıyoruz. (Uzun tutarsanız çok yumuşuyor ve eriyor) 1 ıslanmış kedidili,üzerine muhallebi, üzerine yine bir ıslanmış kedidili koyuyoruz.
* Üzerlerine çikolata sosunu gezdiriyoruz.

Hmmmm,missss :) Afiyet olsun.








23 Nisanı Kutladık :)

Eskiden stadyuma giderdik her bayram annemle, oranın havası bir başka olurdu, en az oynayan çocuklar kadar sevinirdim bende, ki okul yıllarımda Atatürk Stadyumunda oynamışlığım vardır, ne heyecan vericiydi. Eskisi kadar sevinçli değil hiç birşey, bir bayramlarımız vardı, onlarında sevinçlerini aldılar elimizden. Çocuklarımıza eskiyi nasıl şimdiki zamanda daha anlaşılabilir kılmayı öğretmek adına, bayrama koştuk bizde. Yeğenim Efem, şirinler oldu ana sınıfıyla birlikte.Çok güzeldi, herşeye rağmen güzel hatıralar içerdi.
Bunlar yarının geleceği, ne kadar sahip çıkmayı öğretirsek şimdiden, yarın değer görür tüm gelenekler.



Çocuklarımızın ölmediği, öldürülmediği, tecavüz ve tacize uğramadığı, ellerinde oyuncaklarıyla evlendirilmediği, şiddet görmediği, aç kalmadığı, yüzlerinin hep güldüğü güzel bayramlarımız olsun. 
















23 Nisan 2014 Çarşamba

3 yeni önlük çalışmam

Bir arkadaşımın İstanbuldaki teyzelerine hediye etmek  için verdiği siparişi sonunda tamamladı. 2 gündür bunları hazırlamakla meşguldüm. Ee bir minik kuzum var benim biliyorsunuz, onunla ancak bu kadar. Çok şükür ki bitti ve teslim ettim dün. Fotoğraflar aceleye geldi biraz, çok iyi değiller ama söylemeliyim ki orjinal görüntüler çok beğenildi ;)











21 Nisan 2014 Pazartesi

İzmir Kitap Fuarı ganimetlerim

Gidicem, gitmeliyim dedim dedim, sayıkladım durdum ve dün fırsatım oldu fuara gitmeye. Mızmız Çınar'la gidincee istediğim her kitabı alıpta incelemek nasip olmadı tabii ki ama, almayı başarabildiğim fuar ganimetlerim bunlardır. Sırayla okunmayı bekliyorlar kitaplığımda. En çokta -22- Britanya Yolu'nu merak ediyorum. II. Dünya Savaşı yıllarında bir anne oğlun hikayesini konu alıyor. Kitapçının yoğun ısrar ve anlatımı da etkili oldu elbette. Çok fazla indirimli kitap göremedim, belkihafta sonunu bekliyorlar indirim yapmayı satıcılar. Girişdiğer yıllardaki gibi ücretlideğil,tamamen ücretsiz, birçok yazarın imza günü var. Dünde birkaç tane yazarla konuşma fırsatım oldu. İzmirli kitapseverler;sizin tarafınızdan alınmayı bekliyor milyonlarca kitap fuarda.



Küçük küçük anahtarlık evler ve şirin bir tepsi,

Günlerdir giripte bloga, bir türlü vakit bulamıyorum paylaşımlar için. Neyse ki bugüne sıkıştırdım herşeyi. Birkaç gündür bu şirin şeylerle uğraşıyorum. Sadece pembeyi kendime ayırabildim, gerisi hediyedir ;)


Sanırım en çokta bunu sevdim, gölde yüzüyor sanki :)


 





14 Nisan 2014 Pazartesi

Kolyeci Geldi Hanımmmm :)

Kolye yapma merakım çocukluğumdan beri vardır. Hatta işi abartıp lisede, üniversitede satmışlığımda vardır, işi ticarete de dökmüştüm hani.. Uzun zamandır da denk geldikçe Saba Tümer'in taktığı kolyeler çok hoşuma gidiyordu. Hatta googleda aratınca Saba Tümer kolyesi diye de bi kolye çeşidi var, satışta çeşitli sitelerde. Dedim Cansel sen bunu yaparsın. Maliyeti inanın 5 tlyi geçmez. Ucuna taktığım broşsa çok eski.

Boncukları saç örgüsü şeklinde ördüm.







Broş ekleyince ne kadar da gösterişli bir hal aldı.



Geçen sezon Park Bravo'dan aldığım bu mint yeşili elbiseyle de güzel bir kombin oluşturacaklar.





12 Nisan 2014 Cumartesi

Dantelli kot pantolon

Yaz geliyor.. Yeni şeyler almak, yapmak, eskileri yenilemek lazım.. Elimin altındaki dantelleri nerelere kullansam acaba derken, sıkıldığım bir kot pantolonumun paçasına uygulamak geldi aklıma. Elimde diktim hiç makinayı bile açmadım. Pekte sevimli oldu sanki :)





10 Nisan 2014 Perşembe

Küçük Kalpler, Küçük Mutluluklar..

Taaaa babaannemden kalma ucu kırık bu minik, sürahi mi desem, bardak mı desem bilemediğim cam objeyi geçen annemden yürüttüm. Boş boş durmasın vitrinde, ben bunu allarım pullarım dedim. Öylece kutumda duran keçelerim canımı sıkmaya başladı yine. Kuzucuğumun biraz öksürüğü var, dün gece hiç uyumayınca, bugün öğle uykusuna erken yattı, bende boş dururmuyum, bunu hazırladım o uyurken. Ama çok cici olmadı mı benim minik vazom. Salona girip çıkıp sevmeye başladım bile minik kalplerimi :)






9 Nisan 2014 Çarşamba

Günlerden "Bunalım"...

Yazmadan geçemeyeceğim bir konu var. Günlerdir haberleri seyrederken içim kalkıyor. Zaten seçimlerdi, sonuçlardı, ülke sıkıntılarıydı derken kafalarımız bi dünya olmuştu. Fakat şu son günlerde o kadar çok çocuk ölümü haberi var ki, her birinde ayrı bir ağlama krizine giriyorum. Komşunun havuzunda boğulurken kim bilir canını nasıl  teslim etti Minik Pamir. Peki ya Antalya'da annesi tarafından dövülerek öldürülen 5 yaşındaki Mehmet'in hayatına ne demeli. Halasının çektiği kamera görüntülerini verdiler haberde, annesinin onu nasıl dövdüğünü anlatıyor, Allahım yürek dayanmaz. Kars'ta 9 yaşındaki kara kaş, kara göz, dünya güzeli Mert'e tecavüz edip çöplüğe atan kişiye insan denir mi? Cezaların yaptırımlarının ağırlaştırılması gerekmiyor mu hala?Nereye gidiyor bu dünya? İnsanlar neden bu kadar acımasız, vahşi. İnançlarımıza ne oldu? Küçücük çocuklara acımayan bedenler, büyüklere, yaşlılara, hayvanlara, bitkilere şefkat duyarlar mı sizce? Kelimeler takılıyor boğazıma. Hiçbir çocuk ölümü hak etmiyor, hele de vahşice bir ölümü. Hiçbir çocuk  savaşı hak etmiyor. Güç ve ego uğruna ülke patronlarının hırsı sonucu açılan ateşler çocukları vurmamalı. Ve hiçbir anneye (çocuğunu vahşice katledenler dışında) yüce Allahım evlat acısı göstermesin. Hayalini bile kurmaya aklım yetmiyor.

Ne olur daha güzel olsun yarınlar. Daha insancıl, daha adil, daha özgür, daha masum, daha barış dolu günlere..

Bugünüme, yaşadığıma, sağlıklı olduğuma, çocuğum olduğuna, hayatımda beni seven ve benimde sevdiğim insanlar olduğuna, bunları yaşatan allahıma ve bugün çabucak açıp yüzümü güldüren çiçeğime şükürler olsun.
 



5 Nisan 2014 Cumartesi

Pembe pembe, gönlüm tepsilerde...

"Sıcaaakk, tazeee, yeni çıktı fırındaaaan gevreeeeğğğkkk" diye bağıran gevrekçiler misali bağırasım geldi. Taze taze, yeni çıktı elimden pembee pembeeee :) Gerçekten de 15-20 dk. oluyordur biteli, bir tanesinin cilası hala parlıyor, hemen paylaşmak istedim. Zaten tamamladığım her neyse önce bir fotoğraflanıyor, ardından vakit kaybetmeden bloga koşuluyor. İkisi de yazlık komşularımıza hediye olarak hazırlandı. Ne şanslılar bak şimdi yeni farkettim :) Üstelik ikiz gibi oldular..

Keyifli pazarlar olsun herkese.