16 Eylül 2013 Pazartesi

OKUDUM -- OKUYORUM -- OKUYACAĞIM


OKUDUM


Çok kısa bir sürede okuyup bitirdiğim, ellerimin bir sonraki sayfayı çevirmek için acele ettiği, merakla bezendiğim, gizemli ve oldukça sürükleyici ender kitaplardan birisiydi. Nancy Pickard son derece yalın aynı zamanda betimlemesi son derece kuvvetli bir yazar. Macera-polisiye- gerilim sever kitap aşıklarına tavsiye edebileceğim bir kitap.


OKUYORUM


Aynı yazar.. Bakire kitabını okuduktan sonra ister istemez bi beklenti içerisine girdim. Şu an çok yavaş ilerliyor ama bu yazara güveniyorum. İlerleyen sayfalarda, özellikle de sonunda şaşıracağımı düşünüyorum. Fırsat yarat yarabbi :)

OKUYACAĞIM


Bu kadar cinayet-macera romanı yeter bu ara, arada kaçamak yapıp okuduklarım hariç. Bu kitabı da marketteki kitap reyonunda bulup alıverdim. Başucu kitabı olabileceğini düşünüyorum. Yakında yalanıp, yutulmayı bekliyor :)






İyi ki doğdun, kocaman 1 oldun :)


Kucağıma alır almaz sesi kesilen, uykusunda gülümseyen, emmeye doymayan bir küçük adam.. Ve o minik adam şimdi 1 yaşında..

Bu süre zarfında çok mu çok az kendi kendine uyumayı başardın. Gece lambasıyla konuştun, ninni söyleyen filine hep gülümsedin, emziği atıp parmağını emmeyi tercih ettin. Kahkaha attın, bizi yaşadığımıza şükrettirdin. En çok ayakta sallanmayı sevdin. Arada bir babanın omzunda da uyudun. Innn-gaaaa dedin bangır bangır. Sonra anne-baba. Ama en çokta dede ve mama dedin :) Bacaklarını havaya kaldırıp hızlı tekmeler savurmaya bayıldın. Üstüme kakanı yaptın, halılara işedin, herkesin üzerine kustun. Ha en önemlisi de sünnet oldun. Cerrahın ellerine işedin. Sana anlattıklarımı minik gözlerini aça aça dinledin, bana mırıltılarla cevap verdin. Banyo yaparken bir kez "ahh" demedin. Ellerimizi sıkı sıkı tuttun, misler gibi koktun, başımızı döndürdün. Şapka takmaktan hep nefret ettin. Dudağını büktün, gözünden yaş bile geldi ağlarken, dişlerini çıkarmaya başladın, ısırdın, yemekler yedin arada tüküre tüküre yüzüme, ama en çokta tarhanayı sevdin. İçimde büyüyüp kucağıma düşen güzel kuzum, yavaş yavaş öğretirken anneliği bana, kimse yokken yorgunluktan bayıltacak hale getirdin. Şikayet değil hiçbiri, asla!! 
Sanki sen hep vardın, sanki ben hep anneydim, sen yüzyıllardır benimleydin..
İyi ki geldin, Seni çok seviyorum...