30 Mart 2014 Pazar

Uyanın ey millet, Günlerden "SEÇİM"..

Günaydın ahali, uyuyanlar mı var hala? Haydi kalkın bugün pazar, bugün tatil ama bugün her şeyden önemlisi "Seçim" var, uyumayın kalkın, oyunuzu kullanın, 1 oy 1 oydur diyorlar ya, senin benim kullanmadığım oy kim bilir ne kadarlık bir yüzdeyi değiştirir bu düzende.

Biz 6 buçuktan beri ayaktayız, küçük prens pazar mazar dinlemiyor. Sabahın o kör saatinde mis gibi fırında mini pizzalar yaptım, tüm apartmanı buladım kokuya, benim küçük çekirdek ailem afiyetle yedi ve koştuk oyumuzu kullanmaya. Ülkem için hayırlısını diliyorum, yalansız, dolansız, hilenin hurdanın karışmayacağı bir seçim olsun.



Hımmmmm, birde unutmadan hatırlatayım, telefonumun ve bilgisayarımın saati otomatik olarak 1 saat ileri alınmış, fakat bu yıl saatler 1 gün gecikmeli olarak ileri alınacak seçimler dolayısıyla, 31 mart  Pazartesi günü 03.00' dan itibaren 1 saat ileri alınacak. Şaşırtmasın akıllı aygıtlarımız sizi. 

Herkese mutlu, yarına umutla çıkacağımız bir pazar olması dileğimle..

28 Mart 2014 Cuma

Baykuş Temalı Kapı Süsü Yaptım

Dünden beri bununla uğraşıp duruyorum, ha bitti, ha bitecek, aman yetişmeli derken tamamladım, hatta teslim bile ettim Sevgili Kuzene. Birkaç gün sonra doğum günü olduğu için ve geçenlerde baykuşlu bir kapı süsüne bayıldığını bildiğimdendir onun için bunu hazırlamaya karar verdim.Erken doğum günü hediyesi oldu. Çokta beğendi kuzucuk, iyi günlerde kullanır inşallah.









Keçeden Gülleri Nasıl Yaptım?






26 Mart 2014 Çarşamba

Büyük bir açlıkla okuyorum seni "Açlık oyunları"

Elimdeki kitaplar bitince, kitap kurdu Kuzen Esra girdi devreye. Ve bayılacağımı söylediği Fantastik kurgu "Açlık oyunları" serisini getirdi. Filmi çekilen kitaplara yapılan yorumlar sıklıkla "Kitabı daha güzeldi" olur ya, iyi ki filmini henüz izlememişim.Çünkü daha önce de, önce kitabını okuyupda sonradan filmini seyrettiğim kurgularda, film hep daha basit kalıyordu benim için ve o okurken ki heyecanı, merakı filmde hissedemiyordum. Harika bir kurgusu olduğunu, henüz kitabın başında yakaladım ve heyecanla çevriliyor sayfalar. Henüz ilk kitaptayım ama büyük bir "açlıkla" okuyacağımı şimdiden hissediyorum.







Mim olayıda neyin nesi derken bende MİMlendim :)

Mimlendim yazılı o kadar çok post gördüm ve okudum ki, beni niye kimse MİMlemiyoo yaaa diye de hayıflanmıyo değildim hani. Sevgili  ŞEYMA TANIŞ  beni mimleme nezaketinde bulunmuş ayrıca teşekkür ediyorum. Gelelim cevaplara.

1- NEDEN BLOG ADIN?

Blog dünyasını uzun zaman önceden beridir takip ediyordum.Sonra orasını herkesin evi gibi düşünmeye başladım. Aidiyet duygumdan mıdır bilemem çok sıcak ve samimi geldi çoğu blog ve kurulan arkadaşlıklar.
Geri kalmamalıyım dedim ve hayatıma dair birçok şeyi paylaşmak adına bu bloğu açtım ve ismimde Cansel olduğu için ve ve ve herşeyden biraz biraz olduğu için CANSELCE ŞEYLER çıktı ortaya.

2 - HAYAT FELSEFENİ BELİRLEYEN SÖZ NEDİR?

Nefes alıyorsak hala umut var demektir :)

3- KENDİMLE İLGİLİ 3'Ü DOĞRU 4 ŞEY?

     1- Çabuk inanır, çabuk aldanır, çabuk samimi olur, çabuk kırılırım, içi dışı birdir sözü tam da beni anlatır. (fazla oldu ama)
     2- Pembe renkli herşeye aşık olabilirim.
     3- Sevdiklerimi kaybetme korkusu çok yaşarım, sık sık kötü senaryolar yazar durup dururken ağlarım.
     4- Hiçbir şey yapmadan oturacağım bir dakikaya bile tahammülüm yok, mutlaka birşeylerle uğraşmalı, okumalı, araştırmalı, üretmeliyim.

Hepsi bu. Ben de mim adaylarımı seçeyim öyleyse,

Sevgili  GÜLCAN AKER ,
Sevgili  TUĞÇE ÖZTÜRK.

Merakla okuyacağım.




25 Mart 2014 Salı

Trajikomik hikayem

Dün öyle bir gün geçirdim ki, hayatım boyunca asla ama asla, hem unutamayacağım hemde sık sık anlatacağım. Çınar'ın yine her zamanki gibi kendini yerden yere atma anlarından birisinde kuzenim kafasını yere vurmasın diye bileklerinden çeker ve Çınar genelde yapmayacağı bir şiddetle ağlamaya başlar ve olayımız da böylelikle başlar. Ne yaptıysak ne ettiysek susturamadık, çünkü öyle her canı yandığında zırlayan bir çocuk değildir. Ama bunun öylesi olmadığı belliydi. Sol kolunu hiç ama hiç kıpırdatmıyor, birşey verdiğimizde uzanıp almıyor, müthiş bir bağırtı kopuyor evde. Haydi hastaneye koşalım dedik. İzmir'de Behçet Uz Çocuk hastanesi vardır buralı olanlar bilir, çocuk hastalıkları konusunda uzmandır. Allahım yok böyle bir kalabalık. Acilde "Size buradan yardımcı olamayız, Ortopedi servisinden randevu alın" dedi o ağlayan çocuklardan kafayı sıyırmak üzere olan, saçı başı dağıtmış doktor.  Neyse oradan oraya savrulduk girdik ortopediye. İlk başlarda çok iyi bir enerji aldığım o doktor "Naptıınnn, kolunu mu çektin" dedi sırıtarak ve çığıran Çınar'ın dirseğini bir iki çevirdi, röntgene gönderdi. O zır zır zırlayan çoooocuğum 5 dk. sonra etrafta koşturan çocukları o koluyla göstermeye başladı, ağlaması kesildi, gelene geçene bakıyor gülüyor, koca bir Ohhhh!! çektik, şükür bir şeyi yok diye. Ama yinede röntgenini çektirmek için bekliyoruz. Röntgen çekildi, velhasılı kelam çıktık doktorun yanına, bu arada saat akşam 5 olmuş ve paydos saati, doktor tam kapıdan çıkmak üzereydi ki bize "Peki gelin bakayım" dedi. Röntgene baktı her hangi birşey olmadığını, kolunun dirseğinden çıktığını ve oynatınca yerine oturttuğunu söyledi. OLEYYYY, dedik tam çıkıyoruz,1 dk. 1dk.dedi birşeyi  görmemişim, bilekte çatlak var!! Tanrım nasıl olur? Ve olay bundan sonra başlar.
Alçı odasına geçtik, hayatımın en zor 10 dk.sıydı. Çınar'ı zaptetmek mümkün değil, tüm kolu alçıya aldılar, ve boynundan da askı yaptılar sargı beziyle, yavrum oldu canlı cenaze. Allahım nasıl üzgünüm, ağlamaktan o da bende perişan. Bunun yarım alçı olduğunu, 1 hafta sonra tekrar geldiğimizde tam alçıya çevireceğini ve böyle de 20 gün kadar kalacağını söyledi. Naparız, nasıl atlatırız o koca alçıyla küçücük çocuk, perişanım orada.
Kapıdan çıkıyoruz artık tamam herşey, sırada 1 tane kız çocuğu ve annesi bekliyor röntgen göstermek için, doktor son hasta "ADA" değilmiydi diyor, ben "Hayır ne Adası biz Çınar'ız" diyorum ve röntgenleri karıştıran dikkatsizin en önde elinde bayrakla koşturan şaşkın doktoru, suratında koca bir sırıtmayla "Hahaaa gel gel karışmış" diyor, alçıyı şükür ki daha donmadan kesip çocuğumun kolunu özgürlüğüne kavuşturuyor. Güler misin ağlanacak halimize.. Bu ülkede bu gibi karışıklıklar sonucu neler yaşandı, ne canlar yandı kim bilir. Kime güvenmeliyiz, sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorlarımıza mı? Neyse ki hepsi bir olmuyor ve Allaha öncelikle bizim için doğru olan, hayırlı doktor, hemşire, memur, polis, başbakan ile karşılaştırmasını diliyorum.

Çınar mı? O kadar ağlamadan sonra mışıl mışıl uyudu tüm gece ve kolu da keyfi de yerinde çok şükür.

Sağlık dolu bir gün dilerim hepinize :)

24 Mart 2014 Pazartesi

Karman çorman bir hafta

Geldi yine bir pazartesi, yeni bir hafta, yeni umutlar, yeni başlangıçlar, herkes için mutlu bir hafta olmasını dilerim.
Geçen haftayı oldukça telaşlı, üzüntülü-sevinçli, karmakarışık duygularla dolu olarak tamamladım.Üzüntülü kısım Çınar'ın 18 ay aşısını olması sonrası, aşı yerinin inanılmaz ama inanılmaz derecede şişip, kırmızı-mor-kabarcıklı bir hal almasıydı. Hemen Medical Parktaki çocuk doktorumuza koştuk, acilen antibiyotik tedavisine başlamamız gerektiğini ve 3 gün sonra gördüğünde pek bir farklılık yoksa hastaneye yatırıp bir operasyon geçirmesi gerekeceğini söylemesi oldu. Ben tabi ayılıp bayıldım tüm bunları yaşarken, salya sümüğüm her zamanki gibi. Neyse ki uykusuz ve bol ağlamalı günlerin sonrası kolu indi ve çok hafif bir kızarıklık kaldı çok şükür.


Sevinçli olayımızsa eşimin kız kardeşinin yani bebişin (görümce ne yaa diyemiyorum onu ben :) sözüydü. Oldukça keyifli ve sakin bir geceydi, herkes uzun zamandır birbirini tanıyor gibiydi. Benm küçük yaramazım misafir çocuklarla hemen olmasada sonradan pek kaynaştı. Sofralalar kuruldu yemekler yendi herşey çok güzeldi, Allah tamamına erdirsin.





Asabi Çınar

Ve Pazar günü İzmir yine harika bir havaya sahipti. Adım atılacak yer yoktu diyebilirim Bostanlı Sahilinde. Usulca bir park bulup eğlenmeyi başardık.
Kurum kurum kurulan Çınar

Babasının kuzusu Çınar

18 Mart 2014 Salı

Kavanoz kapakları şenlensin

Parti arabalarının türkülü, çalgılı müziklerinden ve o bangır bangır, anons ede ede geçen arabalarının çıkardığı kulak tırmalayan seslerinden, gündüz uykuları kesik kesik oluyor miniğimin. Neyseki sabah epey yorulupta ardından banyo yapmasındanmıdır bugün kesintisiz uyudu, annede o ara bu cicileri yaptı.
Her yer, her şey pembe olsun istiyorum bu ara.. Çok şey mi istiyorum?






Kendime has kapı süsüm

Birkaç gündür hava İzmir'de o kadar güzel ki, cemreler de düştüğündendir yaz geldiğini belli etmeye başladı. Bu yüzdendir Çınar'a daha fazla vakit ayırıyorum, dışarıya çıkıyoruz, oyunlar oynuyoruz, bu güzel havayı değerlendirmek lazım.
Kaç gündüüür birşeyler yapamamanın sıkıntısıyla oturup kalkıyordum. Dün akşam aldım elime keçeleri ve ne zamandır yapmak istediğim kapı süsümü kendi zevkime göre tasarladım, bitirdim, astım bile.
Reankarnasyona inanıyorum, geçmişte roman olma ihtimalim yüzde kaç acaba? Pembeyi neden bu kadar çok seviyorum???








11 Mart 2014 Salı

Kalan kumaştan mutfak önlüğü müüü??

Birisi kumaş mı arttı dedii? Getirin değerlendirelim :) İşte sabahki amerikan servislerin kumaşından minik bir mutfak önlüğü çıktı ortaya. Biraz dantel, biraz kurdele, biraz keçe. Apayrı bi havası oldu. 
Yalnııız, sen mutfak için çok fazlasın be güzelim :) 






Pespembe Amerikan servislerim olduuu

Bi zaman aldığım bu sevimli kumaşım göz kırpıp duruyordu bana ne zamandır. Hadi Canselcim biç beni, dik beni diye :)  Amerikan servisi yapasım geldi sabbahhh sabbahhh :) brehh brehh brehhh... Ama çok sevimli olmamış mı? Nasıl kıyıp kullanacaksam. 











9 Mart 2014 Pazar

Ahşap mumluk boyama-süsleme

Mum yakmayı sevenlerden misiniz sizde benim gibi? Ah evet, boyama işini geliştirip, hatta abartıp yakında masa sandalyeye geçeceğim farkındayım, her gün başka bir boyama işiyle uğraşıyorum.  Neyse, ahşap boyama malzemelerini aldığım yerde bu mumluğu görünce çok hoşuma gitmişti. Gümüş parlak boya ile boyadığımda çok sade geldi gözüme. Süsleme ilgi alanımdır :) Buzdolabı poşetinin içine  altın parlak boyadan biraz döküp ucunu iğne ile deldim ve kafama göre dallar çizdim. Pek muntazam olmadı farkındayım ama öyle sade bıraksaydım geçer durur, canım sıkılırdı baktıkça. Ve uçlarına bu elimde bulunan taşlardan yapıştırdım. Evet şimdi daha şık oldular sanırım.







Cicili bicili taçlar yaptım

Merhaba, güzel bir pazar olsun herkese. Sabah sabah boş durmadım, bir arkadaşımın minik kızına kelebekli taç ve birde hamile olan arkadaşıma lohusa tacı yaptım. Yapımlarını tek tek anlatmak istedim, gerçi atla deve değil, malzeme olduktan sonra herkesin kolayca yapacağı şeyler :) Umarım beğenilir.













LOHUSA TACI YAPIMI